Beyninizin Sınırlarını Bilin: Miller Yasası ile Öğrenmede Verimliliğin Sırrı
- Asım Güler
- 7 Eyl
- 3 dakikada okunur
Eğitimde, kişisel gelişimde ve öğrenmede en önemli meselelerden birinin “bilgiyi nasıl yönettiğimiz” olduğunu her gün yeniden görüyorum. Hepimiz daha çok öğrenmek, daha fazla hatırlamak, daha hızlı ilerlemek istiyoruz. Ancak bazen beynimiz, önümüze koyduğumuz yükü taşımakta zorlanıyor. İşte tam bu noktada Miller Yasası devreye giriyor.

George A. Miller’ın 1956’da ortaya koyduğu bu yasa, beynimizin bir seferde 7 ± 2 bilgi parçasını işleyebildiğini söylüyor. Yani aslında zihnimizin öğrenme kapasitesini anlamak ve öğrenmeyi buna göre tasarlamak, bizi çok daha güçlü kılıyor. Bu yazıda Miller Yasası’nın ne olduğunu, öğrenmeye etkilerini, sınıfta ve evde nasıl uygulanabileceğini adım adım anlatacağım. Hedefim, sizin de öğrenme yolculuğunuzda daha bilinçli adımlar atabilmeniz.
1. Miller Yasası Nedir?
Miller Yasası, psikolojinin temel taşlarından biri. Basitçe şöyle der: “Çalışma belleği aynı anda yaklaşık 5 ila 9 öğeyi tutabilir.” Bu öğelere “chunk” yani “parça” denir. Örneğin:
10 haneli bir telefon numarasını hatırlarken, 555-123-4567 gibi üçe bölerek akılda tutarız.
Bir alışveriş listesinde 12 madde varsa, onları meyve, sebze, temizlik malzemeleri gibi gruplara ayırırız.
İşte beynimiz bu “gruplama” stratejisiyle Miller Yasası’nın sınırlarını aşar.
2. Öğrenmede Miller Yasası’nın Önemi
Peki bu yasa öğrenmede bize ne söylüyor?
Aşırı yüklemeyin: Beyne aynı anda 15–20 bilgi yüklerseniz, çoğu kaybolur.
Parçalayın: Bilgiyi küçük ve anlamlı parçalara bölmek, kalıcı öğrenmeyi sağlar.
Sıralayın: Konuları adım adım sunmak, öğrenme yolunu kolaylaştırır.
Tekrar Edin: Bilgi tekrarlandığında, kısa süreli bellekten uzun süreli belleğe aktarılır.
Örneğin bir öğrenciye tüm matematik formüllerini tek seferde öğretmek imkânsızdır. Ancak konuları “küçük bloklar” hâlinde işlersek, hem öğrenme hızlanır hem de kalıcılık artar.
3. Sınıfta Miller Yasası: Öğretmenler İçin
Öğretmenler olarak en büyük görevimiz, karmaşık bilgiyi anlaşılır hale getirmek. İşte Miller Yasası’nı sınıfta kullanmanın yolları:
7 kuralını unutma: Tek seferde 5–9 bilgiden fazlasını vermemek.
Aktif katılım: Öğrencilerin parçaları kendilerinin bulmasını sağlamak. Örneğin; konuyu 7 başlıkta anlatıp, her başlığı bir öğrenciye özetletmek.
Görselleştirme: Bilgiyi tablolar, renkler, sembollerle desteklemek.
Soru-cevap: Uzun anlatımlar yerine kısa, tekrarlayan sorular sormak.
Böylece bilgi yükünü hafifletip öğrencinin zihnini rahatlatmış oluruz.
4. Evde Miller Yasası: Anne-Babalar İçin
Anne babalar da günlük yaşamda Miller Yasası’ndan yararlanabilir.
Çocuğunuza aynı anda 10 emir vermeyin. “Ödevini yap, odanı topla, dişini fırçala, kitabını oku…” diye sıralamak yerine, 2-3 görev verin.
Çalışma saatlerini kısa bloklara ayırın: 20–25 dakikalık odaklanma süresi sonrası 5 dakikalık mola.
Öğrenmeyi oyuna çevirin: Bilgileri gruplara ayırıp küçük yarışmalar düzenleyin.
Bu yöntem, çocuğunuzun hem zihinsel yükünü hafifletir hem de öğrenmeye karşı motivasyonunu artırır.
5. Öğrenciler İçin Miller Yasası Uygulamaları
Öğrenciler, öğrenme sürecinde Miller Yasası’ndan çok şey kazanabilir.
Chunking Tekniği: Konuları küçük başlıklara ayır.
Zihin Haritaları: Bilgileri görsel şemalar hâline getir.
Tekrar Döngüsü: 5–9 bilgiyi öğrendikten sonra hemen tekrar et.
Not Tutma: Uzun paragraflar yerine kısa maddeler hâlinde yaz.
Örneğin; tarih dersinde tüm Osmanlı padişahlarını ezberlemek yerine, önce 7’şerli gruplar yaparak öğrenmek çok daha kolay olur.
6. İş Hayatında Miller Yasası
Bu yasa sadece eğitim için değil, iş dünyası için de geçerlidir.
Sunum hazırlarken slaytta 7’den fazla madde olmasın.
Toplantılarda aynı anda çok fazla karar alınmaya çalışılmasın.
Karmaşık süreçler, 5–9 adıma bölünsün.
Böylece hem iletişim netleşir hem de karar alma süreci hızlanır.
7. Miller Yasası ile Dijital Çağda Öğrenme
Bugün sosyal medya, internet ve hızlı bilgi akışı çağındayız. Bir videoda saniyeler içinde onlarca bilgiyle karşılaşıyoruz. İşte burada Miller Yasası bize şunu hatırlatıyor:
“Beyin aynı anda her şeyi alamaz. Önemli olan seçmek, bölmek ve sindirmektir.”
Dolayısıyla online eğitimde, videoları kısa tutmak, konuları modüllere ayırmak, öğrenciye öğrenmeyi kolaylaştırır.
8. Miller Yasası ile İlgili Yanlış Anlamalar
“7’den fazla şeyi öğrenemem” yanlıştır. Beyin daha fazlasını öğrenebilir, ama parçalara ayırarak.
“Herkesin kapasitesi aynı” değildir. Bazı kişiler 5, bazıları 9 bilgiyi aynı anda işleyebilir.
“Tekrar gereksiz” değildir. Tam tersine, tekrar öğrenmeyi kalıcı hale getirir.
Öğrenmede Sadelik Güçtür
Miller Yasası bize şunu söylüyor: Beynimiz sınırsız değil, ama doğru stratejiyle sınırların ötesine geçebiliriz. Öğretmenler derslerinde daha etkili olabilir, öğrenciler öğrenmelerini kolaylaştırabilir, anne-babalar çocuklarına daha iyi rehberlik edebilir.
Benim için Miller Yasası, sadece bir bilişsel psikoloji kuralı değil; aynı zamanda günlük hayatta “bilgiyi nasıl yöneteceğimizin pusulası”. Bugün öğrendiklerimizi küçük parçalara ayırarak, tekrar ederek ve yapılandırarak çok daha kalıcı öğrenmeler elde edebiliriz. Unutmayalım:“Öğrenme, parçaları birleştirme sanatıdır.”
Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
1. Miller Yasası sadece öğrenciler için mi geçerlidir?
Hayır. Hem öğrenciler, hem öğretmenler, hem de iş hayatındaki profesyoneller için geçerlidir.
2. Çalışma belleği kapasitesini artırmak mümkün mü?
Tam anlamıyla artırmak mümkün değil, ama chunking ve tekrar yöntemleriyle daha verimli kullanılabilir.
3. Çocuklara Miller Yasası nasıl uygulanır?
Görevleri küçük adımlara bölmek, oyunlaştırmak ve tekrar ettirmek en etkili yöntemlerdir.
4. Miller Yasası uzun süreli belleği de kapsar mı?
Hayır, sadece kısa süreli çalışma belleğiyle ilgilidir. Ancak tekrar sayesinde uzun süreli belleğe geçiş sağlanabilir.
5. Öğrenme stillerine göre Miller Yasası değişir mi?
Hayır. Kapasite benzer kalır, ama görsel, işitsel ya da kinestetik öğrenme tercihleri bilgiyi işleme şeklini değiştirebilir.
Yorumlar