top of page

Öğrenmenin Önündeki 5 Gizli Engel ve Çözüm Yolları

Güncelleme tarihi: 24 Tem

Hayatımız boyunca öğrendiğimizi zannederiz. Çocukken okulda, yetişkin olduğumuzda iş hayatında, kişisel gelişimde… Her an yeni bilgiler topluyoruz. Ama dürüst olalım: Kaç kere bir konuyu öğrendiğini sanıp birkaç hafta sonra unutmuşsun?


Ben yıllarca bu hataya düştüm. Bir sürü kitap okuyor, seminerlere katılıyor, yüzlerce eğitim videosu izliyordum. Ancak öğrendiklerim aklımda kalmıyordu. Hatta çoğu zaman bir hafta sonra aynı konuyu tekrar araştırmak zorunda kalıyordum. Sorun bende mi diye çok düşündüm. Sonra fark ettim ki sorun zekâda ya da hafızada değil; öğrenmeye bakış açımızda ve yaptığımız hatalarda.


Bu yazıda sana ezber bozan bir şekilde, öğrenmenin önündeki 5 gizli engeli ve bunları aşmanın bilimsel, pratik yollarını anlatacağım. Bu bir kişisel gelişim klişesi değil; beynini ve zihinsel süreçlerini gerçekten değiştirecek öneriler.


ÖğrenmeyenÖğrenci
Öğrenme Öğrenmenin Önündeki 5 Gizli Engel ve Çözüm Yolları
1. “Bildiğini Sanma Tuzağı” – Sahte Başarı Hissinin Kölesi Olmak

Beynin Seni Nasıl Kandırıyor?

İnsan beyni, yeni bir bilgiye maruz kaldığında "tanıdıklık = öğrenmiş olmak" yanılgısına düşer. Bu durum, psikolojide fluency illusion (akıcılık yanılsaması) olarak geçer. Bir yazıyı okurken veya bir videoyu izlerken “Evet evet, bu kolay, bunu anladım” dersin. Ama bir hafta sonra aynı bilgiyi başkasına anlatmaya çalıştığında zorlanırsın.


Bunun en bilinen örneklerinden biri, Dunning-Kruger etkisidir. Az bilgi sahibi insanlar, konuyu bildiklerini sanır çünkü bilginin derinliğini fark edemezler. Öğrendikçe bilmediğini fark eden kişiler ise kendini daha yetersiz hisseder. Bu nedenle yeni bir konuda kendine “Ben bunu zaten biliyorum” dediğinde, aslında tehlikeli bir yanılsamanın içindesin demektir.


Gerçek Hayattan Hikâye

Ben bu tuzağı yıllarca yaşadım. Hızlı okuma tekniklerine sardığım bir dönem vardı. Haftada 3-4 kitap bitiriyordum. Ama bir arkadaşım bir gün bana şöyle sordu: “Okuduğun kitaplardan öğrendiğin 3 önemli şeyi söyle.” Donup kaldım. Çünkü aslında okuduklarım aklımda kalmamıştı; bilgi tüketmiştim ama öğrenmemiştim.


Bunu Nasıl Aşarsın?
  • Feynman Tekniğini Kullan: Öğrendiğin konuyu, sanki 10 yaşında bir çocuğa anlatır gibi basit bir dille tekrar et. Yapamıyorsan konuyu hâlâ bilmiyorsun demektir.

  • Aktif Hatırlama: Kitabı kapat, notları bir kenara bırak ve öğrendiğini kendi kelimelerinle anlatmaya çalış.

  • Yanlışlarını Kucakla: Öğrenirken “Yanlış yaparsam rezil olurum” korkusunu bırak. Yanlış yaptığında beyin yeni bağlantılar kurar.


2. “Hızlı Öğrenme” Efsanesi – Beynin Doğal Ritmine Karşı Çalışmak

Bilim Ne Söylüyor?

Günde 100 kelime ezberleyip ertesi gün çoğunu unuttuğun oldu mu? İşte bu, beynin doğal öğrenme ritmine karşı çalıştığını gösterir. Bilişsel psikoloji araştırmaları, bilginin uzun süreli hafızaya yerleşmesi için tekrarın zaman aralıklarına yayılması (spaced repetition) gerektiğini kanıtladı.


Beyin, bilgiyi uzun süreli belleğe almak için önce kısa süreli hafızada işleme, sonra da uyku sırasında konsolidasyon dediğimiz süreçten geçirir. Hızlı öğrenme teknikleri, bu doğal süreci atlamaya çalıştığı için kalıcı olmaz.


Gerçek Hayat Örneği

Dil öğrenen iki kişiyi düşün. İlki bir günde 200 kelime ezberliyor, ikincisi ise günde sadece 15 kelime öğreniyor ama 1., 3., 7., 14. gün tekrar ediyor. 6 ay sonunda birinci kişi öğrendiklerinin %80’ini unutuyor, ikincisi ise kelimelerin %70’ini hatırlıyor. Yavaş olan, uzun vadede hızlıdır.


Bunu Nasıl Aşarsın?
  • Aralıklı Tekrar Sistemi: Öğrendiğin bilgiyi 1., 3., 7., 14., 30. günlerde tekrar et. Bunun için Anki veya Quizlet gibi uygulamalar kullanabilirsin.

  • Uykuya Dikkat: Araştırmalar, öğrenilen bilginin %30 daha kalıcı olması için öğrenmeden sonraki 8 saatte kaliteli uyku alınması gerektiğini gösteriyor.

  • Küçük Parçalara Böl: 2 saat aralıksız çalışmak yerine 25 dakikalık odaklı bloklar halinde çalış ve aralarda 5-10 dakikalık molalar ver.

 

3. “Pasif Öğrenme” – Okumak Değil, Deneyimlemek Öğretir

Neden Çoğumuz Pasif Öğreniyoruz?

Çünkü pasif öğrenme kolaydır. Kitap okumak, video izlemek, podcast dinlemek rahattır. Ama gerçek öğrenme, hareket ve deneyimle olur. Beyin, bilgiyi duyusal ve motor deneyimlerle bağdaştırdığında uzun süreli belleğe taşır.


Gerçek Hayat Hikâyesi

Bir dönem gitar öğrenmeye çalıştım. Bir arkadaşım sürekli YouTube’da gitar videoları izliyordu. Ben ise her gün 20 dakika pratik yapıyordum. 2 ay sonunda ben basit şarkılar çalabiliyordum, o ise hâlâ akor değişiminde zorlanıyordu. Çünkü bilgi değil, uygulama öğretir.


Bunu Nasıl Aşarsın?
  • 24 Saat Kuralı: Öğrendiğin bilgiyi 24 saat içinde mutlaka uygula. Yeni bir kelime öğrendiysen aynı gün bir cümlede kullan.

  • Proje Tabanlı Öğrenme: “Photoshop öğreniyorum” demek yerine kendine hedef koy: “Bir haftada Instagram için 3 afiş tasarlayacağım.”

  • Soru Sor ve Deneyimle: “Bu bilgiyi gerçek hayatta nerede kullanırım?” sorusunu kendine sor ve hemen dene.

 

4. “Duygusuz Öğrenme” – Hikâyesiz Bilgi Beyinde Tutunmaz

Beynin Duyguya Neden İhtiyacı Var?

Nörobilim araştırmaları, duygusal bağ içermeyen bilgilerin beyinde önemsiz kabul edildiğini söylüyor. Duygular, dopamin ve norepinefrin salgılayarak hafıza oluşumunu güçlendirir.


Gerçek Hayat Örneği

İlkokulda öğretmenimizin bize öğrettiği bir şiiri hâlâ hatırlıyor olabiliriz. Çünkü o an gurur, sevinç gibi duygular yaşamışızdır. Ama ezberlediğimiz kuru tarih bilgileri uçup gider.


Bunu Nasıl Aşarsın?
  • Hikâyeleştir: Öğrendiğin bilgiyi bir hikâyeye dönüştür. Tarih çalışıyorsan bir karakter yarat ve o dönemi onun gözünden hayal et.

  • Merak Kasını Çalıştır: Her bilgiden sonra “Bu neden böyle oldu?” diye sor. Merak, beynin öğrenme hızını %30’a kadar artırır.

  • Kendine Duygusal Neden Bul: “İngilizce öğrenmek istiyorum çünkü…” cümlesini güçlü bir şekilde tamamla.

 

5. “Enerji Yönetimi Eksikliği” – Beyin Düşük Bataryayla Çalışmaz

Beynin Enerji Gerçeği

Beyin, vücut ağırlığının sadece %2’sini oluşturur ama günlük enerjinin %20’sini tüketir. Yorgunken öğrenmeye çalışmak, bilgisayarı %5 şarjla çalıştırmaya benzer.


Gerçek Hayat Örneği

Gece yarısı ders çalışmaya çalışan öğrencilerin çoğu başarısız olur çünkü biyolojik ritim öğrenme için en uygun zamanı sabah ve öğle saatleri olarak belirler.


Bunu Nasıl Aşarsın?
  • Beyin Saatini Keşfet: Hangi saatlerde daha enerjik olduğunu bir hafta boyunca not al ve öğrenme için o saatleri kullan.

  • Beyin Dostu Beslenme: Omega-3, B12, yeşil sebzeler, ceviz gibi besinler zihinsel performansı artırır.

  • Mikro Egzersizler: 30 dakikalık öğrenme sonrası 2 dakika zıplamak ya da 10 derin nefes almak bile odaklanmayı artırır.

 

Gelişim – Değişim – Dönüşüm Senin Elinde

Öğrenmek bir yetenek değil, geliştirilebilir bir beceridir. Bu 5 gizli engeli fark edip çözüm yollarını uygularsan bir yıl sonra kendine bakıp şunu diyeceksin: “Ben tamamen değiştim.”

Çünkü gelişim bir sonuç değil, bir süreçtir. Bu sürece bugün küçük bir adımla başlarsan, yarın bambaşka bir insan olabilirsin.


Şimdi kendine şu soruyu sor: “Bugün hangi engeli kaldırarak yarınımı değiştirebilirim?” Cevabı bulduğunda dönüşümün ilk adımını atmış olacaksın.

Yorumlar


bottom of page